Bid'at
demek, Peygamber efendimizin ve Onun dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp
da, dinde, sonradan meydâna çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere,
şekillere ve âdetlere denir. Bunların hepsini din diye, ibâdet diye uydurmak
veyâ dînin ehemmiyet verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek
bid'attir. Bid'atlerin bâzıları küfürdür. Bâzıları da büyük
günâhtır.
İslâm âlimlerinin çoğu, amelde bid'atleri ikiye
ayırmıştır: 1- Sünnete muhâlif olmayanlara yani birinci asırda aslı
bulunanlara, Bid'at-i hasene demişlerdir. 2- Aslı bulunmayanlara da
bid'at-i seyyie demişlerdir...
"SÜNNET-İ
HASENE" İmâm-ı Rabbânî hazretleri ise, aslı bulunanlara, bid'at
ismini bulaştırmamıştır. Bunlara Sünnet-i hasene demiştir. Mevlid okumak,
minâre, türbe yapmak böyledir. Bid'at ismini, yalnız aslı bulunmayanlara
vermiştir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Bir
zaman gelecek ki, ümmetimde Müslümânlığın yalnız adı kalacak. Mü'min olanlar,
yalnız birkaç İslâm âdetini yapacak. İmânları kalmayacak. Kur'ân-ı kerîm yalnız,
okunacak. Emirlerinden, yasaklarından haberleri bile olmayacak. Düşünceleri
yalnız yiyip içmek olacak. Allahü teâlâyı unutacaklar. Yalnız paraya
tapınacaklar. Kadınlara köle olacaklar. Az kazanmak ile kanâat etmeyecekler.
Çok kazanınca doymayacaklar.)
İmâm-ı Kurtubî
hazretleri buyuruyor ki: "İslâmın unutulması, Îsâ aleyhisselâm gökten
inip, öldükten sonra olacaktır. Daha önce, Müslümânlar garîb olacak, Kur'ân-ı
kerîme uyulmayacak ise de, büsbütün
unutulmayacaktır."
Ma'rifetnâme kitabında ise; "Kıyâmet
alâmetleri çoktur. Câmiler çok, cemâat az olacak. Binâlar yüksek, elbiseler
ince, kadınlar emîr olacak. Erkekler kadınlaşacak"
denilmektedir.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında
buyuruyor ki: "En mes'ûd, en kazançlı kimse, dinsizliğin çoğaldığı bir
zamânda, unutulmuş sünnetlerden birini meydâna çıkarandır ve yayılmış
bid'atlerden birini yok eden kimsedir. Peygamber efendimizin zamânından
uzaklaştıkça, sünnetler örtülmekte, yalanlar çoğaldığı için, bid'at
yayılmaktadır. Bid'ati yaymak, dîn-i islâmı yıkmaktır. Bid'at çıkarana ve
işleyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyetin yok olmasına sebep
olur. Hadîs-i şerîfte; (Bid'at
işleyenlere büyük diyen, Müslümânlığı yıkmaya yardım etmiş olur)
buyurulmuştur.
Bunun ne demek olduğunu iyi düşünmelidir. Bir
sünneti meydâna çıkarmak ve bir bid'ati ortadan kaldırmak için, son gayretle
çalışmak lâzımdır. Her zamân, hele Müslümânlığın çok zayıfladığı bu zamânda,
İslâmiyeti kuvvetlendirmek için, sünnetleri yaymak ve bid'atleri yıkmak
lâzımdır. Eskiden gelen İslâm âlimleri, bid'atte bir güzellik görmüş olacaklar
ki, bunlardan bâzılarına, hasene yani güzel ismini vermişlerdir. Bid'atlerden
hiçbirini güzel görmüyorum, hepsini karanlık ve bulanık görüyorum. Peygamber
efendimiz; (Bid'atlerin hepsi
dalâlettir, yoldan çıkmaktır) buyurdu.
KARANLIK BİR GECE
GİBİ!.. Müslümânlığın zayıfladığı bu zamânda, Cehennemden
kurtulmak, sünnete yapışmakla; dîni yıkmak ise, nasıl olursa olsun, herhangi bir
bid'ate kapılmakla olduğunu görüyorum. Bid'atlerin her birini, İslâm binâsını
yıkan bir kazma gibi, sünnetleri ise, karanlık gecede yol gösteren, parlak
yıldızlar gibi anlıyorum. Zamanımızda Müslümânlık zayıflamış, kâfirlerin
âdetleri, hattâ kâfirlik alâmetleri, Müslümânlar arasına yerleşmiş, moda olmuş
olduğundan, her bir bid'at, zararını göstermekte, kimsenin haberi olmadan,
Müslümânlık sıyrılıp gitmektedir. Bid'atler dünyâyı kapladığından, karanlık bir
gece gibi görünmektedir. Sünnetler çok azalmakta, nûrları da, bir karanlık
gecede, tektük uçan ateş böcekleri gibi parlamaktadır. Bid'at işlenmesi
çoğaldıkça, gecenin karanlığı artmakta, sünnetin nûru azalmaktadır. Sünnetin
işlenmesi ise, karanlığı azaltmakta, bu nûru çoğaltmaktadır. İsteyen, bid'at
karanlığını çoğaltsın, şeytân fırkasını kuvvetlendirsin! İsteyen de sünnetin
nûrunu arttırsın. Şeytân fırkasının sonu ise, felâkettir,
ziyândır."
Netice olarak, Müslümânlardan, doğru yoldan
ayrılanlara, Bid'at sâhibi denir. Doğru yol, Muhammed aleyhisselâmın ve Onun
dört halîfesinin yoludur ve bu yoldan ayrılmamak lâzımdır.
Güncelleme Tarihi
28 Mart 2024 Perşembe
Sitemizdeki bilgiler,
bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.