2015 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Din, insanı uyuşturmaz, yükseltir
1/27/2015

Osmanlının son dönemlerinde işbaşına gelenler, medreselerden fen derslerini kaldırdı. Din adamları, fensiz, bilgisiz yetiştirilerek, İslâmiyet’i içten yıkmaya başladılar.

Dünyada faydalı, iyi şeylerle, zararlı, kötü şeyler karışıktır. Faydalı şeyleri yapan, saadete kavuşur, zararlı şeyleri yapan ise, felâkete yakalanır, hep sıkıntı çeker. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, iyi şeylerle kötüleri ayırmak için insanda bir kuvvet yaratmıştır ki, bu kuvvete akıl denir. Aklı sağlam, temiz olan kimse hep iyi şeyleri bulur, yapar. Günah işleyenlerin aklı bozulur, iyi ve kötü şeyleri ayırma işini iyi yapamaz. İnsan, kötü şeyleri yaparak, işleri zararlı olur. Eshab-ı kiram günâh işlemedikleri için, akılları sağlam ve kuvvetli idi. Bunun için işlerinde hep muvaffak, başarılı oldular, dünyada ve âhirette saadete kavuştular. İnsanların çoğu, iyi ve kötüyü ayıramadıkları için, akıl hastası oluyor ve sıkıntı içinde yaşıyorlar.

Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, neyin iyi, neyin kötü olduğunu, Peygamberleri vasıtası ile bildirdi. Kullarına iyileri yapınız diyerek emir verdi ve kötü işleri yapmayı yasak etti. Allahü teâlânın bu emir ve yasaklarına din denir. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği dîne İslâmiyet denir. Faydalı şeyleri öğrenmek ve yapmak isteyenin, İslâm dînine uyması, yani Müslüman olması lâzımdır. Bazı Avrupalılar, akılları ile anlayarak İslâmiyet’in emirlerini yapıyor, muvaffak oluyorlar. Gayr-i müslimler, bu hâli görünce, Hıristiyanlar ilerici olur diyorlar. Müslüman ismini taşıyanlar, İslâmiyet’e uymayınca, başarısız oluyorlar. Gayr-i müslimler bu hâli görünce de, İslâmiyet ilerlemeye mânidir, gericiliktir yaygarasını basıyorlar. Hâlbuki, bazı Avrupalılar, Hıristiyanlığa uymayıp, İslâmiyet’e uydukları zaman terakki etmekte, ilerlemekte, Müslüman ismi taşıyanlar da, İslâmiyet’e uymadıkları için geri kalmaktadır. Zira İslâmiyet, çalışmayı, cenâb-ı Hakkın yarattığı sebeplere yapışmayı emretmektedir. Peygamber efendimiz; (Yarın ölecekmiş gibi âhirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!) buyurmuştur.

Osmanlının son dönemlerinde işbaşına gelenler, Müslümanların geri kalması için, medreselerden fen derslerini kaldırdı. Din adamları, fensiz, bilgisiz yetiştirilerek, İslâmiyet’i içten yıkmaya başladılar. Bir taraftan, ilim, fen yok edildi. Bir taraftan da, ahlâk, edeb, hayâ ve din bozuldu, imparatorluk çöktü. Hâlbuki, İslâmiyet, tecrübî ilimleri, fenni, sanatı, endüstriyi, ehemmiyetle emretmektedir...

Netice olarak, Müslüman devletlerini ve milletlerini, ayakta tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet, imandır ve İslâm dîninde, çok kuvvetli bulunan adalet, iyilik, doğruluk, çalışkanlık ve fedakârlık kudretidir.
 
Güncelleme Tarihi
27 Nisan 2024 Cumartesi
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle