2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


İbâdet, emredilenleri yapmaktır
7/12/2010

Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşmak, sevâb kazanmak niyyeti ile farzları, sünnetleri yapmaya, harâmlardan, mekrûhlardan kaçınmaya, yani islâmiyyetin hükümlerini, emirlerini yerine getirmeye İbâdet etmek denir.

Korkmak, üzülmek, yalnız başına, ibâdet olmadığı gibi günâh da değildir. Sebebine, niyyetine göre bunlar, ibâdet veyâ günâh olur. Gusül abdesti, oruç, Allah yolunda cihâd gibi ibâdetleri yaparken, zarar görmekten korkmak, günâhtır. Büyüklüğünü düşünerek, Allahü teâlâdan korkmak, ibâdettir. Çünkü birinci korku, farzları yapmaya mâni olmakta, ikincisi ise, insanı harâmdan korumaktadır.

İnsanların Allahü teâlâya karşı kalb, dil, beden ile yapmaları ve inanmaları lâzım olan şükür borcu, kulluk vazîfeleri, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş ve Onun sevgili Peygamberi tarafından ortaya konmuştur. Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazîfelerine İslâmiyyet denir. Aklı olan kimselerin, Allahü teâlâya şükretmek, ibâdet yapmak için Muhammed aleyhisselâma uymaları lâzımdır. Muhammed aleyhisselâma uyan kimse müslümândır. Allahü teâlâya şükretmeye, yani Muhammed aleyhisselâma uymaya da, ibâdet etmek denir.

İmâm-ı Gazâlî hazretleri, bir talebesinin süâline verdiği cevapta buyuruyor ki:
“Nasihatların hülâsası, özü, Allahü teâlâya kulluk ve itâ’at etmenin ne demek olduğunu bildirmektir. Tâat ve ibâdet demek, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma tâbi olmak demektir. Bütün sözlerini, hareketlerini Onun emirlerine ve nehiylerine uydurmak demektir. Her söylediğin, her yaptığın, söylememen ve yapmaman, hep Onun emri ile olmaktır. Şunu iyi bil ki, ibâdet şeklinde yaptığın işler, eğer Onun emri ile olmadı ise, ibâdet olmaz, günâh olur. Eğer namâz ve oruç iseler de böyledir. Nitekim biliyorsun ki, Ramazân Bayramının birinci günü ve Kurban Bayramının her dört günü oruç tutmak günâhtır, isyân etmektir. Hâlbuki oruç bir ibâdettir. Fakat, emir ile olmadığından günâh oldu. Bunun gibi, başkasından zor ile alınan elbise içinde veyâ böyle bir yerde namâz kılmak da günâhtır. Hâlbuki namâz bir ibâdettir. Fakat emir ile olmayınca isyân oluyor. Bunlar gibi, bir kimsenin, nikâhlı âilesi ile her türlü oyun ve latîfeler yapması ibâdettir yani sevâbtır. Bunun sevâbı hadîs-i şerîf ile bildirilmektedir. Hâlbuki yapılan şey oyun ve eğlencedir. Fakat emir ile olduğundan sevâbtır. Görülüyor ki ibâdet demek, yalnız namâz kılmak, oruç tutmak değildir. İbâdet demek, islâmiyyetin emirlerine uymak demektir. Çünkü namâz ve oruç, islâmiyyete uygun olunca, ibâdet olurlar.

O hâlde, bütün sözlerini ve bütün hareketlerini islâmiyyete uydur! Çünkü kim olursa olsun, islâmiyyete uymıyan ilimler ve çalışmalar, doğru yoldan sapmaktır ve Allahü teâlâdan uzaklaşmaya sebep olurlar. Peygamber efendimiz işte bunun için, eskiden kalma ilimleri ve âdetleri neshetti, değiştirdi, ortadan kaldırdı. O hâlde, islâmiyyetin müsâadesi, izni olmadan ağzını açmamak lâzımdır.

Şunu da bil ki, bu yol, kendilerine sûfi yani tarîkatçi ismini vererek, tarîkat büyüklerinin yolunda olduklarını iddiâ eden câhillerin, mânâlarını anlamadıkları, islâmiyyete uymıyan sözleri ile de gidilemez. Bu yolda ancak, nefis ile mücâdele edenler gidebilir. Nefsin arzûlarını, şehvetlerini islâmiyyetin dışına taşırmamak lâzımdır. Lâf ile gidilmez. İslâmiyyette yeri olmıyan sözler, ilimler ve şehvet ile karışmış gâfil kalb, şekâvet, felâket alâmetleridir.”

Netice olarak, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşmak için, farzları, sünnetleri ve nâfile ibâdetleri yapmak lâzımdır. Bunlar, şartlarını, müfsitlerini bilerek ve ihlâs ile yapılır. Farzların birincisi, Ehl-i sünnet i’tikâdına uygun inanmak, ikincisi harâmlardan ve harâm nafakadan sakınmaktır. Müslümânlık demek, Allahü teâlânın ve Onun Peygamberinin râzı olduğu, beğendiği şeyler demektir. İbâdet de, âmir tarafından emredilen şeyi yapmak, men, yasak edileni yapmamaktır.
 
Güncelleme Tarihi
11 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle