2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Yardım edenin yardımcısı...
8/8/2010

İnsanlara yardım etmek için çalışıp para kazanmak, nâfile ibâdet etmekten dahâ çok sevâptır. Dînimiz; “İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır” buyurmaktadır.

Bir insanın başka bir insana, bilhâssa Müslümâna iyilik etmesi, Allahü teâlânın en çok sevdiği bir hâldir. İyilikler çeşitli şekillerde olabilir. Para ile, bedenen, fikren ve çeşitli yollarla iyilik, yardım yapılabilir. İnsanın elinden hiçbir yardım gelmezse, Allahü teâlânın kullarına, güler yüz göstermesi bile sevâb olur. Allahü teâlâ; (Benim kullarıma yardım edene, ben fazlasıyla yardım ederim) buyurmaktadır.

Elinden yardım geldiği hâlde, yardımı esirgeyen bir insan, Allahü teâlânın indinde sevgili bir kul olamaz. İnsanların kalbini kırmak, Allahü teâlânın gadabına sebep olur ve bundan çok kaçınmalıdır. Zira insan kalbi, Allahü teâlânın sevgisinin tecelli ettiği bir yerdir. Oraya dokunmak, çok tehlikelidir. Hele o kalbde, Allahü teâlânın korkusu ve sevgisi varsa, onu incitmekten, son derece kaçınmalıdır. Bir Müslümanın zarûrî ihtiyâçlarını karşılamak ve fakîrlere yardım etmek için, çalışıp, helâl kazanması, iyidir. Peygamber efendimiz; (Müslümânlara yardım etmeyen, onların iyilikleri ve rahatları için çalışmayan, onlardan değildir) buyurmuştur.

Sıkıntıya düşene, darda kalana, hasta, zayıf olup muhtâç olana yardım etmek, bunların imdâdına yetişmek çok sevaptır. Hadîs-i şerîfte; (Sıkıntıya düşen komşusuna yardım eden, sıkıntısını gideren kimseye, Allahü teâlâ kıyâmet günü kıymetli elbise giydirecektir) buyurulmuştur.

Zâlimlere, fâsıklara muhtâç olmamak, Müslümânlara hizmet etmek, İslâm ilimlerini yaymak ve bunları yapanlara yardım etmek için lâzım olan parayı, mâlı kazanmak çok sevâptır. Ebû Abbâs Ahmed Sebtî hazretlerine;

- Hâlinden şikâyette bulunanlara, dileklerini elde etmek isteyenlere niçin sadaka vermelerini, insanlara yardımda bulunmalarını tavsiye ediyorsunuz diye sual edilince, cevabında buyurur ki:

- Ben, insanlara sâdece faydalarına olan şeyleri tavsiye ediyorum. Gençliğimde büyük âlim Ebû Abdullah Fahhâr hazretlerinin yanında, dinimizin bildirdiği hükümlerle ilgili kitapları okuyordum. O sıra Nahl sûresinin 90. âyeti dikkatimi çekti ve bu âyet-i kerîme üzerinde çok düşündüm. Kendi kendime; senden, adâlet ve ihsân sâhibi olman isteniyor, dedim. Çünkü bu âyet-i kerîmede meâlen; (Allahü teâlâ size, adâlet yapmanızı, ihsân etmenizi ve muhtâç olan akrabâya vermenizi emrediyor. Fuhuştan, zinâdan, münkerden, fenâlıklardan ve zulüm yapmaktan da nehyediyor) buyurulmakta idi. Bu âyet-i kerîme üzerinde düşünmeye devâm ettim. Bundan sonra elime geçen az çok ne olursa olsun, üçte birini kendime bırakıp, geri kalan üçte ikisini Allah rızâsı için fakirlere ve muhtaçlara sarf etmeye karar verdim. Sonra Allahü teâlânın ihsân makâmında olan bir kimseye, ilk önce farz kıldığı şeyin ne olduğunu araştırınca, bunun da, nîmetine şükür olduğunu anladım...

Abdullah Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
“Çoluk çocuğunun ihtiyâçlarını temin etmek, fakirlere yardım ve İslâmiyyete hizmet için, çalışıp helâl mal kazanmak, çok iyidir. Fakîrlik, ibâdete ve hizmete mâni olursa, tâat yapmaya kuvvet hâsıl etmek için, zengin olmak efdaldir. Böyle zenginlik büyük ni’mettir.”

Müslümân, dünyâyı sevdiği, dünyâya düşkün olduğu için değil, Allahü teâlâ, çalışmayı emrettiği için çalışıp kazanır. Nefsinin kötü arzûlarına, zevklerine kavuşmak için çalışıp para kazanmak ve çalışırken helâli harâmdan ayırmamak, başkalarının haklarına saldırmak, onlara olan borçlarını ödememek, dünyâya düşkün olmayı gösterir. Dünyâya düşkün olmak ise, büyük günâhtır.

Netice olarak, Allahü teâlâ emrettiği için çok çalışıp, çok kazanmak ve Onun emrettiği gibi çalışıp, kazandığını, Onun emrettiği yerlere sarf etmek, Allahü teâlânın kullarına yardımcı olmak, ibâdet yapmak olur ki, çok sevâptır. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi:
(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.)
 
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle