2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


İslâm dîninde değişiklik olmaz
8/9/2010

İslâm dînine, başka dinlerde olduğu gibi, hurâfeler karışmamıştır. Câhillerin yanlış inanışları ve konuşmaları olabilir. Fakat bunlar, İslâmın temel kitâplarında bildirilenleri değiştirmez. Bu kitâplar, Resûlullah efendimizin sözlerini ve Eshâb-ı kirâmdan gelen haberleri bildirmektedirler. Hepsi, en salâhiyyetli, yüksek âlimler tarafından yazılmışlardır. Bütün İslâm âlimlerince söz birliği ile beğenilmiştir. Asırlar boyunca, hiçbirinde hiçbir değişiklik olmamıştır.

Bu temel kitâpları her asrın modasına, gidişine göre değiştirmeye kalkışmak, her zamân için yeni bir din yapmak demek olur. Böyle değişiklikleri, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere dayanarak, bunlara uydurarak yapmaya kalkışmak ise, Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri bilmemenin, İslâmiyyeti anlamamanın bir alâmetidir. İslâmın emirlerinin, yasaklarının zamâna göre değişeceğini sanmak, İslâm dîninin hakîkatine inanmamak olur. Âl-i imrân sûresinin 104. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Mü’minler ma’rûf olan şeyleri emreder) buyurulmaktadır.

Kur’ân-ı kerîme, İslâmiyyete saygısızca saldıran reformculardan bazıları, bu âyet-i kerîmedeki ma’rûf kelimesine, örf, âdet diyerek, İslâmiyyeti âdete, modaya göre değiştirmek istemişlerdir.

Eğer bu reformcuların dediği gibi, islâmiyyet âdetlere yer verseydi, dahâ kuruluşunda câhil Arabların kötü âdetlerini yasak etmez, o zamânın en kıymetli âdeti olan ve Kâ’benin içine kadar girmiş bulunan putperestliği hoş görürdü. Halbuki âyet-i kerîmedeki Ma’rûf kelimesi, İslâmiyyetin bildirdiği iyilikler demektir.

İslâm dîni ilim üzerine kurulmuştur. Her bakımdan, selîm olan akıllara uygundur. Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş olan şeylerde, akla ve ilme uygun yeni emirler çıkarmak, yani kıyâs ve ictihâd yapmak İslâmiyyetin ana kaynaklarından biri olur ise de, bunu yapabilmek için, her şeyden önce Müslümân olmak ve lüzûmlu bilgilere mâlik olmak lâzımdır.

Dinde reform isteyenler, temel kitâplara dokunmayıp, yalnız câhil halk arasına yerleşmiş olan hurâfeleri yok etmeyi düşünüyorlarsa, buna bir şey denemez. İslâmiyyete hizmet etmiş olurlar. Fakat, böyle iyi düşündüklerine inanabilmek için, önce Müslümân olduklarını isbât etmeleri gerekir. Müslümân olmayan bir kimsenin, Müslümân görünerek, İslâmiyyete hücûm etmeye kalkışması, büyük bir haksızlık, pek ayıp ve çok küçüklük olur.

Dinde reform isteyenlerin, Müslümân görünmeleri ve yalnız Müslümânım demeleri değil, Müslümân olduklarını isbât etmeleri lâzımdır. Bir Müslümânın ölüm korkusu olmadıkça dinsiz görünmesi câiz değildir. Hem dinsizlik demek, ikiyüzlülük, yalancılık demek midir ki, bu reformcular işlerine geldiği zamân Müslümân görünüyorlar. Müslümânım diyen bir kimseyi sorguya, hesâba çekmek câiz değildir. Onu din kardeşi bilmek lâzımdır. Fakat, onun da, İslâmiyyetin emirleri ile oynamaması lâzımdır. Eğer dînin temel bilgilerine dil uzatır, bunlar üzerinde dedikodu yaparsa, bunu sorguya, hesâba çekmek, hâlini incelemek, yalnız câiz değil, her Müslümana lâzım olur.

İslâmiyyetin belli ve değişmez hükümleri, kanûnları vardır. Müslümân olanların bu hükümlere, kanûnlara uygun olarak konuşması lâzımdır. Müslümân olduğunu söyleyen bazı kimseler, Müslümânlığın temel bilgilerini hiçe sayarak, hattâ bunlarla alay ederek, dinden çıktıklarını suç saymıyorlar da, dinden çıktıklarının kendilerine söylenmesine kızıyorlar. Dîne saldırılacak, fakat kendilerine dîne saldırıyorsun denilmeyecek, dîne saldırmak serbest olacak. Kendilerine cevâp verenlere, haksız olduklarını ortaya koyanlara, yobaz, gerici gibi sözler söylecekler. Doğrusu, böyle söyleyenlerin kendileri yobazdırlar.

Netice olarak, İslâmın ana bilgilerini, temel kitâplarını değiştirmeye, zamâna uydurmaya kalkışmak, İslâmiyyeti değiştirmek, bozmak olur. Müslümân demek, bu ana bilgilere inanan, saygı gösteren, bunları bozmaya kalkışmamaya söz veren kimse demektir.
 
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle