2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Başkalarının ayıplarını araştırma...
9/12/2010

Müslümânların ayıplarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusûrlarını affetmek çok sevâptır. Uzun bir hadis-i şerifin sonunda; (Bir kimse bir Müslümânın ayıbını, kusûrunu örterse, Allahü teâlâ, kıyâmet günü onun ayıplarını, kabâhatlerini örter) buyurulmuştur.

Bunun için kimsenin ayıbına, kusûruna bakmamalı, kendi ayıplarını görmelidir. Kendini hiçbir Müslümândan üstün bilmemelidir. Her Müslümânı kendinden üstün tutmalıdır ve herhangi bir Müslümânı görünce, kendi saâdetinin, onun duâsını almakta olabileceğine inanmalıdır. Kendinde hakkı bulunanların kölesi gibi olmalıdır. Kimseyi gıybet etmemeli ve gıybet yapana mâni olmalıdır. İyi kimseler yani sâlih Müslümanlar, insanların kusûrlarını, ayıplarını araştırmazlar ve gördükleri hataları, kusûrları da örterler. Peygamber efendimiz; (Kim insanların ayıplarını, kusûrlarını örterse, Allahü teâlâ da, onun ayıplarını, kusûrlarını örter) buyurmuştur.

İnsanın ayıplarını araştıranlar, dost değil düşmandırlar. Çünkü düşman, insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. İyi kimseler ise, insanın ayıplarını pek görmezler. Birisi İbrâhîm bin Edhem hazretlerine, ayıbını, kusûrunu bildirmesi için yalvarınca; “Seni kendime dost edindim. Her hâlin ve hareketlerin, bana güzel görünüyor. Ayıbını başkalarına sor” buyurmuştur.

Kendi kusûrlarını araştırıp düzeltmeye çalışan bir kimse, başkalarının ayıplarını görmeye vakit bulamaz. Hep, kendinden dahâ iyi olan Müslümânları görür. Yanî her gördüğü Müslümânı kendinden dahâ iyi bulur. Ebû Saîd-i Arâbî hazretlerine, iyi bir Müslüman nasıl olur diye suâl ettiklerinde, cevabında; “Hâdiselerin değişmesi, ahlâklarını değiştirmez. Başkalarının ayıplarına bakmazlar. Dâimâ, kendi ayıplarını, kusûrlarını görürler. Kendilerini hiçbir Müslümândan üstün bilmezler. Hepsini kendinden üstün görürler” buyurmuştur.

İyi bir Müslüman, başkasında bir ayıb, kusûr görünce, bunu kendinde arar, kendinde bulunca, bundan kurtulmaya çalışır. Böyle yapmak, kötü huylardan kurtulmanın ilâçlarındandır. Zaten; (Mü’min mü’minin aynasıdır) hadîs-i şerîfinin ma’nâsı da budur. Yanî, başkasının ayıplarında, kusûrlarında, kendi ayıbını, kusûrunu görmektir.

Din büyükleri ile görüşmekten maksat, kişinin kendi ayıplarını, kusûrlarını anlaması ve gizli kötülüklerini meydâna çıkarması içindir. Tasavvuf yolunda olmaktan maksat da, kişinin kendi nefsinin ayıplarını, kusûrlarını anlaması, İslâmiyyetin emir ve yasaklarına uymakta kolaylık, lezzet hâsıl olması ve gizli olan şirkten, küfürden kurtulması içindir.

Bu sebeple, herhangi bir Müslümânın ayıbını, kusûrunu meydâna çıkarmamalı, kimsenin gizli hâllerini araştırmamalıdır. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Mirâc gecesi birtakım insanlar gördüm ki, çok fecî ve elîm bir şekilde kendi kendilerine azâb ederler. Cebrâîl aleyhisselâma sordum ki, yâ Cebrâîl, bunların günâhı nedir? Niçin böyle kendi kendilerine azâb ederler? Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, bunlar başkalarının ayıplarını meydâna çıkaranlardır.)

Mûsâ aleyhisselâm, Tûr-i Sînâ’da Allahü teâlâya; “Yâ Rabbî! Başkalarının ayıplarını meydâna çıkaranların cezâsı nedir?” diye arz edince, cenâb-ı Hak; (Tövbesiz giderlerse, yerleri Cehennemdir) buyurmuştur.

Netice olarak her Müslümânın, Resûlullah efendimizin hattâ, Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanması lâzımdır. Çünkü Resûlullah efendimiz; (Allahü teâlânın ahlâkı ile huylanınız!) buyurmuştur.

Allahü teâlânın sıfatlarından biri, Settâr yanî günâhları örtücüdür. Her Müslümânın da din kardeşinin ayıbını, kusûrunu örtmesi lâzımdır. Allahü teâlâ, kullarının günâhlarını affedicidir. Müslümânlar da, birbirlerinin kusûrlarını, kabâhatlerini affetmelidir. Her Müslümânın bunları öğrenmesi ve bunlar gibi ahlâklanması lâzımdır. Böylece, dünyâ ve âhiret felâketlerinden kurtulmak nasîb olur. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Kendi nefislerinizin ayıplarını araştırınız, başkalarının ayıplarını araştırmayınız!)
 
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle