2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Öfkeyi kontrol ve terbiye
1/30/2011

Gadab; hiddet, öfke, kızgınlık demektir. Gadab, kanın hareketinin yani tansiyonun artmasından meydana gelir. Rıslân ed-Dımeşkî hazretleri; “Gadab, insanın içinden dışına doğru çıkar. Hüzün ise, dışından içine doğru işler. Gadabdan güç ve intikam hırsı, hüzünden ise, dert ve hastalık doğar” buyurmuştur.

Şehvet; nefsin arzu ve istekleri demektir. Ebû Bekir Kettânî hazretleri; “Şehvet, şeytanın yularıdır. Bu yuları şeytana kaptıran ona kul olur” buyurmuştur.

İnsanda, gadab da, şehvet de bulunmaktadır, yaratılışında vardır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumayanlar, İslâmiyyetin, bunların yok edilmesini emrettiğini sanıyorlar. Uzun gayretler sonunda, bu kötü isteklerinin yok olmadıklarını görünce de; “İslâmiyyetin bu emri yapılamaz. İnsan yaratılışında bulunan huylardan kurtulamaz. Bunlardan kurtulmak için çalışmak, siyâh kimseyi beyâz yapmaya çalışmak gibidir. Olamayacak şeyi yapmaya çalışmak, ömrü boşuna harcamak olur” diyorlar. İslâmiyyet, gadabın, şehvetin, insanlık sıfatlarının yok edilmesini emretmiyor. Böyle söylemek, İslâmiyyete iftirâ etmek olur. İslâmiyyet, böyle emretmiş olsaydı, dînin sâhibi olan Muhammed aleyhisselâmda bu sıfatlar bulunmazdı. Hâlbuki; (Ben insanım. Herkes gibi, ben de kızarım) buyurmuştur.

İnsan, hanımını ve çocuklarını gadab sıfatı ile korur. İslâm düşmanlarına karşı, bu sıfat yardımı ile cihâd eder. Çoluk çocuk sâhibi olup, öldükten sonra şân ve şeref ile anılmak, şehvet sâyesinde olmaktadır. Bunlar, İslâmiyyetin beğendiği, övdüğü şeylerdir.

Gadab ve şehvet, terbiye edilmezler, azgın olup, dînin sınırlarını aşarlarsa, insanı felâkete sürüklerler. Nefsin isteklerini yapmamak, bu iki sıfatı yok etmek için değil, terbiye edip dîne uymalarını sağlamak içindir.

Allah için gadaba gelmek, öfkelenmek iyidir, dînin emirlerini yerine getirme konusundaki gayrettendir. Korkak olan kimse, kendine zarar verir. Gadablı, öfkeli kimse ise, hem kendine, hem de başkalarına zarar verir. Öfke, insanı küfre kadar götürebilir. Gadaba gelen kimsenin kalbi bozulur. Bu bozukluk, insanın dışına da sirâyet ederek, çirkin ve korkunç bir hâl alır. Hadîs-i şerîfte; (Gadab, îmânı bozar) buyuruldu.

Gadabı, öfkeyi yenmeye, kâzm denir. Gadabını, öfkesini yenen, Cennetle müjdelenmiştir. Hadîs-i şerîfte; (Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsı için gadabını, öfkesini def ederse, Allah da, ondan azâbını def eder) buyuruldu.

Peygamber efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde; (Gadab, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytân, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, abdest alınız!) buyurmuşlardır. Bunun için, gadaba gelince, eûzü besmele ve iki kul eûzüyü okumalıdır. İnsan, gadaba gelince, aklı örtülür. İslâmiyyetin dışına çıkar. Gadaba gelen kimse, ayakta ise oturmalıdır. Hadîs-i şerîfte; (Gadaba gelen kimse, ayakta ise otursun. Gadabı devâm ederse, yan yatsın!) buyuruldu.

Ayakta olanın intikam alması kolaydır, oturunca, azalır, yatınca, dahâ da azalır. Gadab, kibirden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebep olur. Gadab edince; (Allahümmagfir li-zenbî ve ezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytân) okumak, hadîs-i şerîfte emrolunmuştur. Bunun manâsı; (Yâ Rabbî! Günâhımı affeyle. Beni kalbimdeki gadabdan ve şeytânın vesvesesinden kurtar) demektir.

Netice olarak İslâmiyyet, şehvetin ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hâkim olup, dîne uygun kullanılmalarını emretmektedir. Süvârînin atını ve avcının köpeğini yok etmeleri değil, bunları terbiye ederek, kontrol altına alıp, kendilerinden faydalanmaları lâzım olduğu gibidir. Şehvet ve gadab, avcının köpeği ve süvârînin atı gibidirler. Bu ikisi olmadıkça, âhiret ni’metleri avlanamaz. Fakat, bunlardan faydalanabilmek için, terbiye ederek, dîne uygun kullanılmaları lâzımdır. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi:
(Kuvvetli olmak, başkasını yenmek demek değildir. Kuvvetli olmak, kahraman olmak, kendi öfkesini yenmek demektir.)
 
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle