2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Seni de yanındakileri de affettik
8/13/2012

Allahü teâlâ, kullarının günâhlarını affedicidir, kerîmdir, rahîmdir, lütfu, ihsânı boldur ve merhameti çoktur. Zümer sûresinin 53. âyetinde meâlen; (Ey günâhı çok olan kullarım! Allahın rahmetinden ümmîdinizi kesmeyiniz. Allah, günâhların hepsini affeder. O, sonsuz magfiret ve nihâyetsiz merhamet sâhibidir) buyurulmaktadır. Peygamber efendimiz de; (Allahü teâlâ merhameti yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi katında alıkoydu. Yeryüzüne bir tek parça indirdi. Bu bir parça yüzünden mahlûkât, yaratıklar birbirine merhamet ederler) buyurmuştur.

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “Gençlikte Allahü teâlânın kahrından, azâbından korkmak, titremek lâzımdır. İhtiyarlıkta affına, merhametine sığınmalıdır.”

AKILLI VE NASİPLİ KÖLE!..
Resûlullah efendimizin mübârek torunu hazret-i Hüseyin misâfirleri ile sofrada oturmuşlardı. Kölesi bir kab sıcak yemek ile gelirken ayağı yere takılıp, elindeki yemeği hazret-i Hüseyin’in mübârek başına döktü. Kölesini terbiye için yüzüne sert bakınca, kölesi, Âl-i imrân sûresinin 134. âyetinin (Gadab etmezler) kısmını okudu. Bunun üzerine hazret-i Hüseyin;

-Gadabımı, öfkemi terk ettim, buyurdu. Köle, aynı âyet-i kerimenin, (İnsanlardan kusûrlu olanları affederler) kısmını okudu. Hazret-i Hüseyin;

-Affettim buyurdu. Bunun üzerine köle, âyet-i kerimenin, (Allahü teâlâ ihsân edenleri sever) kısmını da okudu. Hazret-i Hüseyin de;

-Seni kölelikten azâd ettim, istediğin yere gidebilirsin, buyurdu.

Vaktiyle gece-gündüz içki içen zengin bir kimse vardı. Bir gün yine içki meclisini kurar ve kölesine dört dirhem vererek meyve ve benzeri şeyler almasını söyler. Köle dört dirhemi alıp, istenilen şeyleri almak için çarşıya çıkar. Yolda din büyüklerinde Mansur bin Ammar hazretlerinin, yoksul bir kimse için yardım toplamakta olduğunu görür. Oraya doğru yaklaşır. Mansur bin Ammar hazretleri;

-Kim bu yoksul kimseye dört dirhem verirse, ona dört tane duâ edeceğim buyurur. Bunları işiten köle, elindeki dört dirhemi de o yoksul kimseye verir. Bunun üzerine Mansur bin Ammar hazretleri;

-Ne istiyorsan, isteğini söyle, o isteğinin olması için duâ edeceğim buyurur. Köle;

-Ben köleyim. Kölelikten kurtulup, hürriyetime kavuşmak istiyorum der. Bu hususta duâ edilir. İkinci isteği sorulunca köle;

-Bu dört dirhemin yerine tekrar dört dirhemim olsun isterim der ve gerekli duâ yapılır. Üçüncü isteği sorulunca;

-Benim şu andaki sahibim, efendim fâsık bir kimsedir. Onun tövbe edip bu günahlardan kurtulmasını istiyorum der ve bu hususta da duâ edilir. Dördüncü isteği sorulduğu zaman köle;

-Allahü teâlânın, beni, efendimi sizi ve burada bulunanları affetmesini istiyorum der ve bu hususta da Mansur bin Ammar hazretleri duâ ederler.

Köle, elindeki dört dirhemi dört duâ karşılığında verdiği için, eli boş olarak efendisinin yanına gelir ve olanları olduğu gibi anlatır. Efendisi;

-İlk olarak ne istedin, diye sorar. Köle;

-Hürriyetimi istedim deyince efendisi;

-Seni azad ettim, artık hürsün, ikinci olarak ne istedin, diye sorar. Köle;

-Verdiğim dört dirhemin yerine dört dirhemimin olmasını deyince efendisi;

-Peki al sana dört bin dirhem, üçüncü olarak ne istedin, der. Köle;

-Senin bu halden tövbe etmeni istedim deyince efendisi;

-Artık içki içmeyeceğim, şimdiye kadar olanlar için de tövbe ettim ve iyi bir Müsüman olmak için çalışacağım, dördüncü olarak ne istedin, deyince köle;

-Allahü teâlânın, beni, seni ve hepimizi affetmesini istedim der. Bunları işiten efendisi;

-İşte bu benim elimde değil, der... Gece bu şahıs bir rüya görür. Rüyasında kendisine; “Sen elinden gelen üç şeyi yaparsın da, bizim her şeye gücümüz yettiği halde o bir şartı yapmaz mıyız! Seni de, köleni de, yanındakileri de, Mansur bin Ammar’ı ve orada bulunanları da affettik” buyurulur.

Netice olarak, Müslümânların ayıplarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusûrlarını affetmek çok sevâptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, fakîrlere merhamet etmeli, kusûrlarını yüzlerine vurmamalıdır. İyilik yapana iyilik etmeli, kötülük edeni de affetmelidir. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!)
 
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle